SERVET YILDIRIM – Carry trade dediğimiz kısa vadeli sermaye hareketidir. Kısa vadeli sermaye sıcak paradır. Yüksek getiriye gelir. En ufak bir olumsuzlukta ürküp kaçabilir. Yatırım ufku çok uzun değildir, adı üzerinde kısa vadelidir. Yüksek getiriyi elde ettiğinde kazandığını cebine atıp çıkabilir. Kısacası güvenilmezdir.
İster sıcak paracı ister soğuk paracı, isterse ılık paracı olsun fark etmez, yabancı parasını bir ülkeye o ülkenin kara kaşı, kara gözü hatırına getirmez. Bizdeki yurtsever duyguları onlardan beklemek saflık olur. Getiriye bakarlar; yüksek getiri ararlar. Parasını borç verirken ya da şirket hissesi ve emlak gibi bir varlık alırken amaçları kendi ülkesinde kazanamadığı parayı kazanmaktır. Buna ister faiz lobisi ister yabancı yatırımcı, isterse sıcak para lobisi deyin fark etmez, asırlardır bu piyasalarda kural budur.
Sadece faize bakmaz
“Carry tradeci”yi sadece faiz cezbetmez. Dövizdeki istikrara da bakar. Çünkü döviz fiyatının artışı, yabancının riskini büyütür. Yani yabancı yatırımcı Türkiye’ye gelirken kur riski üstlenir. Kendi ülkesinde faizler yüzde 3-4 civarındayken Türk lirası tahvillerin yüzde 40’lardaki getirisinden faydalanmak için parasını getirir; mevcut kurdan TL’ye döner ve bizim yüksek getirili tahvile yatırır. Çıkma zamanı geldiğinde, yani tahvil satıp kendi parasına döneceği zaman TL çok değer kaybetmemişse ciddi kârlar elde eder. Alan memnun, veren memnundur. Yabancı yatırımcı başka bir piyasada bulamayacağı kadar yüksek bir getiriyi yakalamıştır. Biz ise ihtiyacımız olan dövizi bulmuşuzdur. Ama bu sürede TL çok değer kaybetmişse, kendi parasına döndüğünde kârı ya çok az olur ya da zarar yazar. Yani yüksek getiri uğruna kur riskine katlanır.
Değerli Güngör Uras hocamız 15 yıl önce Milliyet’teki köşesinde carry trade anlatırken “Londra’daki bizim dâhi çocuklar Japonya bankalarından borçlanıyorlar. Japonya’da faiz yüzde 0.50 oranında. Bu düşük oranın biraz üzerinde Japon parası alıyorlar. Japon parasını dolara çeviriyorlar. Krediyi ucuz al, pahalı sat dolara çevirdikleri parayı ABD’de yüzde 5 dolayında faize yatırsalar da kâr ederler ama, onların hedefi dünyada en yüksek faizi veren ülke… Dünyada yüksek faiz şampiyonu ülke hangisi? Tabii ki Türkiye” demişti.
Sıcak para girişi
Türkiye bugün de “carry trade”ciler için iyi bir yatırım adresidir çünkü dünyada faizin en yüksek olduğu birkaç ülkeden biridir. Uygulanmakta olan politikalar kurda yüksek bir artışı öngörmemektedir. Yani gelen carry tradeci ciddi bir kur riski taşımayacaktır. Dünyadaki para bolluğu, gelişmiş ekonomilerde faizlerin düşecek olması, kredi notumuzun artması, bizdeki yüksek faizler ve Türkiye’de uygulanan programa ve “zımni” kur güvencesine olan güven nedeniyle uluslararası yatırımcılar için bir cazibe yaratılmış durumda.
Türkiye özellikle 2002 ve 2014 yılları arasında dışarıdan yüklü miktarda kaynak çekti. Bu dönemde bir kısmı doğrudan yabancı sermaye yatırımları olmak üzere milyarlarca dolarlık kısa ve uzun vadeli sermaye ekonomimize aktı. Bu yoğun sermaye hareketleri ve sıcak para girişi sayesinde Türkiye, normalde sahip olamayacağı bir refahı yaşadı. Bizler bu ülkenin yerleşikleri olarak yerleşik olmayanların paraları sayesinde normalde sahip olamayacağımız arabalara bindik; çıkamayacağız tatillere çıktı. Alışık olmadığımız markalara alıştık. Giyinmemiz, kuşanmamız, yememiz, içmemiz değişti.
Eğer burada bir sorun varsa, sorun yabancının tavrında değildir. Sıcak paracı sıcak paracı gibi davranmaktadır. Burada sorun bizim sıcak paracıya muhtaç hale gelmemizdir; tasarruf açığımızın bulunmasıdır, ekonomimizin dış kaynak bağımlılığıdır, ithalat yapamadan üretim ve ihracat yapmamamızdır.